Yunus Türkoğlu

Şiirlerin en güzeli

Yunus Türkoğlu

Ey Allah’ın Resulü! Ey ümmetin iftihar kaynağı!..

Ey gönlümüzün nazlı peygamberi, Ey kâinatın efendisi, Ey en mükemmel insan, en güzel kul, en güzel Resul, Hazreti Muhammed Mustafa-aleyhisalatü vesselam- Sen gönlümüzün nuru, ruhumuzun ışığı, yüreklerimizin parıltısı ve eşsiz örnek ve öndersin! “Sen” âlemlerin güneşi ve ümmetin solmayan tek gülüsün…

 

Hasretin yakıyor içimizi fakat sonsuz sevgin ise bizlere huzur veriyor…

Sana olan sevgimizin izahında kelimeler, cümleler ve övgüler yetersiz kalır. Kâinatın eşsiz sahibinin Habibi’sin. Habibullah sıfatına nail olan tek peygamber “Sen”sin. Melekler yedi kat semada “Sana” en güzel övgüleri ifade ediyor ve salât ü selam yolluyorlar. Bu nezih medh ü senaların yanında bizimkinin kıymeti ne olur ki!.. Deryada bir damla misali belki. Aciz kuluz ama bizlerde ümmetin olarak sevdamızı zayıf fakat içten, samimi kelimelerimize yüklemek isteriz…

 Evet, şiirlerin en güzeli “Sevgililer Sevgilisi”ne yazılandır…

Tarihimizde her vesileyle en çok okunan ve dinlenen eserler, Peygamber Efendimiz’in-aleyhisalatü vesselam- mevlidi, miraciyyesi ve hilyesi gibi eserler olmuştur. 

Mevlid-i Şerif denince ilk akla gelen “Vesiletü’n Necat”ın sahibi, Süleyman Çelebi şöyle diyor:

Ger Muhammed olmaya idi ayan,

Olmayıserdi zemin ü asuman.

Hem vesile olduğuçün ol Rasül,

Âdem’in Hak tevbesin kıldı kabul.

Ger Muhammed gelmeseydi âleme,

Tac-ı izzet ermez idi Âdem’e…

“Ya Rasullallah, eğer Sen, gelmeseydin âleme,

Güller açmaz, bülbül ötmez, meçhul asma Âdem’e,

Varlığın manası kalmaz gark olurdu mateme!..”

 

Arif Nihat Asya (Naat):

 

Hatice’nin goncası,

Aişe’nin gülüydün.

Ümmetin gözbebeği,

Göklerin RESÜLÜYDÜN..

Elçi geldin, elçiler gönderdin,

Ruhunu ALLAH’a,

Elini ümmetine verdin..

 

Bestekâr Yesari Asım Arsoy;

 

Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır,

Yalnız senin aşkınla ruhum solacaktır.

Son darbe-i kalbim yine ismin olacaktır,

Yalnız senin aşkınla ruhum solacaktır…

 

Osmanlı Padişahlarından Sultan I. Ahmet Han da Peygamber Efendimize olan sevdasından dolayı mübarek ayak izlerini sarığında taşımış ve bunu yapma gayesini şöyle dile getirmiştir:

 

N’ola tacım gibi başımda götürsem daim,

Kadem-i pakini ol Hazret-i Şah’ı Rusül’ün.

Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir,

Ahmeda, durma, yüzün sür kademine O Gül’ün!..

 

Bu muhabbet; “Allah Rasulü’nün her emri, her arzusu ve her sünneti başımın, gözümün üstündedir.” Manasına gelmektedir…

 

Yaman Dede de aynı tefekkürle:

 

Gül açmaz, çağlayan akmaz, ilahi nurun olmazsa,

Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzurun olmazsa,

Firak ağlar, visal ağlar, ezel mesrurun olmazsa,

Cemalinle ferahnâk et ki yandım Ya Rasulallah.

Fuzuli, çağlayarak akan Dicle’ye baktı ve şöyle dedi:

Hak-i payine yetem der, ömrlerdir muttasıl,

Başını taştan taşa vurup gezer avare su…

“Ayağının değdiği toprağına ulaşayım diye, su(lar), hiç durmadan ömür boyu baş(lar)ını taştan taşa vurarak avare akmaktadır.”

Gül-i ruhsarına karşı, gözümden akan kanlı su,

Habibim fasl-ı güldür bu, akar sular bulanmaz mı?

 “Senin nur menbaı gül çehreni görebilmek iştiyakıyla gözümden kanlı yaş dökülmektedir. Ey candan sevdiğim Efendim, akarsular nasıl bulanmasın ki, bu gül mevsimidir.

 

Alvarlı Efe;

 

“Cemali gül gibi Rahşan” olansın Sen…

 

M. Es’ad Erbili;

 

Teccella-yı cemalinden, Habibim nevbahar ateş,

Gül ateş, bülbül ateş, sümbül ateş, hak ü har ateş!

 

Kışın adeta ölü haline gelen toprağı ısıtıp yeşerten bahar mevsimi canlılığını Rabbin izniyle feyz-i Muhammedi’den almaktadır. Güller ve sümbüller o aşk ile açmakta, toprak ve dikenler bile o cemalin tecellisiyle hayat bulmaktadır…

 

Şeyh Galib;

 

Sen, Ahmed ü Mahmud u Muhammed’sin Efendim

Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim!..

 

Mehmet Akif Ersoy;

 

Âlemlere, rahmetti, evet, Şer-i mübini,

Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi,

Dünya neye sahipse, O’nun vergisidir hep;

Medyun O’na cemiyeti, medyun O’na ferdi,

Medyundur o Ma’sum’a bütün bir beşeriyyet…

 

Son söz Yunus EMRE’nin;

Canım kurban olsun Sen’in yoluna,

Adı güzel, kendi güzel Muhammed!

Gel şefaat eyle kemter kuluna,

Adı güzel, kendi güzel Muhammed!

Yazarın Diğer Yazıları