Yunus Türkoğlu

Van'da amatör futbol ve toprak saha

Yunus Türkoğlu

Daha öncesi olan hikâyenin bizim için anlamı 1970’li yıllarda Şerefiye Mahallesi’nde başlamıştı. Etrafı kalın ve yüksek taş duvarlarla çevrili kuzeyden güneye doğru uzanan bir saha vardı. Zemini toprak olduğundan dolayı buraya “Toprak Saha” adı verilmişti. Kuzey kapısı Sanat Okulu’nun karşısında, güney kapısı ise sağlı sollu tipik Van evlerinin olduğu sokağa açılırdı. Sokaktan ilerleyince Askerlik Şubesi’ne giden caddeye çıkılırdı. Bu saha Van amatör futbol tarihinin bir dönemine damgasını vurmuş ve silinmesi mümkün olmayan derin izler bırakmıştır…

Burada futbol adına ayarlar epeyce yüksek tutulmuştu. Oynan futbol ve oyuncuların büyük çoğunluğu klas futbolculardı. Bu dönemde üst düzey futbol oynandığına şahit olanlardan biriyim. Azda olsa efsane takımlar ve efsane futbolcuları izlemiş olmaktan dolayı kendimi şanslı sayıyorum…

Cumartesi ve Pazar günleri futbol oynanan bir ligimiz vardı. Takımlarımız; Erek Spor, Van Gençlik, 2 Nisan ve Şengençler Spor Kulübünden oluşuyordu. Erek Spor sarı-kırmızı, 2 Nisan mavi-beyaz, Şengençler sarı-lacivert ve Van Gençlik Spor Kulübü ise siyah-beyaz renkleri tercih etmiş formalarını öyle tasarlamışlardı. Bu takımlar bir kulüpten öteydi! Bu akış içinde geriye dönüp bakıldığında; burada dostluk, kardeşlik, dayanışma ve mücadele ruhu, sonradan gelecek genç sporculara örnek olma ve ufuk gösterme hedefi vardı. Bu ligden Fenerbahçeli Niyazi ve birçok sporcu yetişmiştir…

Hafta sonlarını iple çekerdik, maçın başlamasından saatlerce önce gider yerimiz alır beklerdik. İlk önce güvenlik kuvvetleri, ambulans ve itfaiye araçları gelirdi. Sonra merhum Spor Müdürümüz Saffet Demiroğlu gelir kontrollerden sonra direktifler verir giderdi. Burada oynanan maçlar beklenenin çok üstünde ilgi görürdü.  “Ana-baba günü” veya “ iğne atsan yere düşmez tabiri” uygun düşerdi! Toprak Saha, amatör futbol tarihimizde önemli bir yer tutmuştur…

Füze Uçun’un attığı şutlar, frikikler gerçekten füze gibiydi. Bom diye bir ses duyardık sonrasında topun ağlarla buluştuğunu görürdük. Gol kralı Metin’in attığı goller jeneriklikti! Kaptan Ergün ağabey, “durarak futbol oynama” derler ya işte öyle oynar orta sahadan tekniğiyle top dağıtırdı, Kaleci Fevzi’nin Ayhan Işık vari duruşu, harika kurtarışları, Ferik Refik’in sol açıktan topla yürümesi içimizin yağını eritirdi, muhteşemdi! İskeleli Engin’in kıvrak futbolu anlatılmazdı! Kaptan Nevzat’ın zarif futbolu ömre bedeldi, Şef’in biraz öne doğru eğik duruşu, sağ kanattan attığı deparlar gözümün önünde sanki… Yine Şengençlerden kaptan Emoş’un sağlam duruşu, Hoca Remzi Budak’ın tatlı-sert futbolu, Şakir Bayramoğlu’nun sakin oyunu, Erek Spordan kaptan Reşid ve 2 Nisan’dan Vasfi Coşkun’un attıkları kafa şutları yarı sahayı geçerdi! Lütfen, abarttı  diye düşünmeyin!..

 2 Nisan takımından Metin ile Çetin kardeşlerin gol kralı olduğu maçları seyrettik fakat hangisinin gol kralı olduğunu tam olarak öğrenemedik! Metin mi, Çetin mi? Erek Spor’dan kaleci Adil’in arada bir sinirlenmesinden başka suçu yoktu! Şengençlerden stoper Necmi’nin zaman zaman hırslanıp ileriye çıkması, düşman üzerine yürüyormuşçasına olurdu, rakip takım oyuncuları çekinirdi! Erek Spor’dan Tırtıra Baki yıllarca defansta futbol oynamış hep savunma yapmıştı. Antrenör değişince yeni gelen hoca santrfor mevkiinde oynatmaya başlamış ve o yıl gol kralı olmuştu!..

Azmi hoca ile Necmi Gökdere’nin oynadıkları fevkalade futbolu unutamadım! Şerif Dede, Erek Spor’un efsanesi ve Van futbolunda takdire şayan hizmetleri olmuştur. Van Gençlikten merhum Pele İhsan, takımı akın yapınca veya korner atışlarına katılırdı, rakip kaleye yıldırım hızıyla gider bazen gol atar sevinçle döner, bazen de pozisyon tersine dönünce aynı hızla geri dönerdi! Bu gidiş gelişler müthişti… Rüstem, 2 Nisan takımının beyefendisi, Mustafa ise fırtınasıydı! Mithat, Van Gençlik kulübüyle adı özdeşleşenlerdendir. Dayıoğlu Orhan, centilmen bir sporcuydu.  Kaleciler Halit ile İbrahim’e selam ediyorum…

Aslında anlatacak daha çok şey var fakat fazlaca isim kullanıp sizleri sıkmak istemiyorum, burada kesip başka bir konuya geçmek istiyorum…

Şengençler o yıl şampiyonluğa oynuyordu, iyi de bir seri tutturmuştu. Ligin bitimine birkaç hafta kala 2 Nisan ile yapılan maçta kuzey tarafındaki kale önünde kral Metin bir pozisyonda kaleci Atilla Telli ile çarpışmış dizinden sakatlık geçirmişti. Ambulans ile sahayı terk etmek zorunda kalmıştı. İlerleyen günlerde sakatlığının ciddi olduğunu duymuş ve çok üzülmüştük. Belki de bir daha futbol oynayamayacaktı ve öyle de oldu, Metin Irak futbolu bırakmak zorunda kaldı…

Lig bitiminde Şengençler Spor Kulübü şampiyon olmuştu. Maçtan önce idareciler evde hasta yatan Metin’e sürpriz yapalım şampiyon olursak topluca evine gidip ziyaret edelim diye karar almışlar! Ve öyle de oldu 90 dakikanın bitiminde idareciler, futbolcular, hakemler, seyirciler hep beraber yürüyerek Metinlerin Askerlik Şubesi’nin arka sokağındaki Un Fabrikasının üst tarafında bulunan evlerine kadar yürümüştük. Metin’e verilmek üzere çeşitli hediyeler, plaketler ve çerçeveli büyük bir fotoğrafı vardı. Kupa var mıydı, yok muydu onu pek hatırlayamadım. Van’da bir ilk yaşanıyordu, böyle bir kalabalığın sokaktan yürüyüşü bile mahalleyi ayağa kaldırmıştı. İlgili ilgisiz herkes oradaydı, evin önüne gelince mahşeri bir kalabalık oluşmuştu… 

İdareci ve oyuncular Metin ile görüşüp çeşitli hediyeler verdiler. Kalabalıktan dolayı bizler kralı görememiştik. Tekrardan alkışlar eşliğinde kalabalık dağıldı ve unutulmaz bir gün daha geride kalıyordu…

Geçmiş zaman olur ki…

Ölenlere Allah rahmet eylesin, hayatta olan efsanelere sağlık, sıhhat, uzun ömürler dilerim…

Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları