Vangölü ve Çevresini Kirletme
Yunus Türkoğlu
“Allah güzeldir ve güzel olan her şeyi sever. O, cömerttir, cömertliği sever ve temizdir temizliği sever.” (Hadis-i Şerif)
“Yeryüzünü korumak için bütün insanlar biri birini uyarmalıdır.” (Hadis-i Şerif)
Temizlik tarih boyunca Müslümanların en çarpıcı özelliği olmuştur. Müslüman ülkeleri ziyaret eden ilk Avrupalı seyyahların en çok dikkatini çeken konulardan birisi, Müslümanların temizliğe verdiği aşırı önem olmuştur…
Dinimiz tabii çevreden faydalanılmasına izin verir, lakin bu faydalanma gereksiz, keyfi kullanımı icap ettirmez. İsraf ve savurganlık Allah tarafından yasaklanmıştır. İsraf, bir nimeti gereğinden fazla kullanmak, telef etmek, kıymetini bilmemek ve hor kullanmaktır. Buna göre Vangölü ve çevresini hor kullanıp kirletmek dinimize göre yasaktır, kul hakkıdır. Çevreyi kullanma kontrolsüz ve keyfi değildir. İstifade edilen ve hayatımızı meydana getiren unsurlar korunup gözetilmelidir. Çevremizdeki kaynaklar sınırlıdır ve sonsuz değildir. Müslüman dünya nimetlerinden yararlanırken sorumsuz tüketim anlayışıyla hareket edemez, etmemelidir. Bizim çevreyle olan münasebetimiz derin bir düşünce, tefekkür ve estetiği içine almalıdır.
Fıtraten insan yeşile, akarsuya, göle, denize vesaireye bakarken zevk alır, mutlu olur, ferahlık duyar, huzur bulur. Ve çevreyi kirletmek; gelecek nesillerin sağlıklı bir ortamda yaşamalarına engel olmaktır. Sonraki nesillere temiz ve yaşanılır bir dünya bırakmak için insan yaşadığı çevresindeki; suyunu, gölünü, akarsularını ve bitkilerini korumalıdır.
Bizlerin Vangölü ve çevresinin güzelliklerinin kadrini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Gölün mevcut suyunun en güzel şekilde korunması, bu suyu kirletecek, aslını bozacak her türlü tutum ve davranışlardan şiddetle kaçınılmalıyız. Bu eylemlerin engellenmesi için bilinç oluşturulmalıdır!
Çevre eğitimin temeli; hayvan, tabiat ve insan sevgisini aşılamak olmalıdır. Tabiata verilecek zarar daha çok kirlenme yönüyle insana verilen zarardır. İnsan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir ve onu korumakla görevlidir. Bu konuda her şeyi devletten beklememelidir, bizlerde üzerimize düşen görevi fazlasıyla yapmalıyız. Bugünden sonra davranışlarımıza çeki düzen vermeliyiz. Halkımızı bilgilendirmek için; iletişim araçları, sosyal medya, TV, gazete ve radyodan azami derecede yararlanılmalıdır.
Sanayi atıkları ve kanalizasyon sularının Vangölü’ne akıtılması suyun kalitesini büyük oranda yok ediyor. Van merkezde arıtma tesisisin tam kapasiteyle çalıştığını farz etsek bile yaz aylarında şehir nüfusunun artması başlı başına bir meseledir. İlçelerde arıtma tesisi var mı, yok mu? Varsa tam kapasiteyle çalışıyor mu? Diye düşünmeden edemiyor insan. Çevre derneklerinin bu konudaki hassasiyetlerini, duyarlılıklarını takdir etmek gerekiyor.
Bir taraftan dip temizliği yapılıyor ve bir taraftan da kirletiyorsak o zaman devletin kaynaklarını israf ediyoruz demektir. Suyun, kampüs ve İskele tarafında renk, koku ve kalitesinin çok iyi olmadığını da unutmamak lazım. İskele Mahallesi’nde yaşayanların hayat kalitesi kirliliğe bağlı olarak hızla düşüyor. Bu kirliliğin gölde yaşayan balık sayısını giderek azaltacağı ve kalitesini de düşüreceği akıldan çıkarılmamalıdır.
Plastik tabiatta kısa sürede yok edilemiyor. Çevremizi kirleten plastikler yakıldığında ise hava kirliliğine neden oluyor. Plastik ambalajlar, kullandığımız poşetler, pet şişeler, hazır süt, yoğurt, peynir vs. aldığımız plastik kaplar parçalanmadan tabiatta 500 yıl kalabilmektedir. Piknik alanlarına gittiğimiz zamanlar naylon poşetler yerine bez torba, sepet veya file kullanabiliriz. Bunları kullanarak bile bilinçli tüketici olabiliriz çevreyi kirletmeyiz. Naylon mamuller tabiata ve insan sağlığına zarar vermektedir…
Temennim bir daha gazetemizden; “Vangölü kıyılarından tonlarca çöp toplandı!” “Şamran Kanalı çöplüğe döndü.” “Vangölü ve çevresi kirleniyor” gibi haberleri okumayız…
Edremit yeşil kalsın, Şamran Kanalı’na çöp atılmasın, Vangölü ve çevresi kirlenmesin…
”İnsanların bizzat kendileri işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.”
(Rum Süresi 41.Ayet)
Allah’a emanet olun…
