Kentleri belleklerde kalıcı kılan simgeleridir.
Antalya denildiğinde simge olarak akla gelen tarihi objelerden en önemlisi Yivli Minaredir. Kültürel olarak Altın Portakal...
Van için Urartulardan günümüze kadar ayakta kalmış Van Kalesi... Doğa olarak yedi iklime nam salmış Van Gölü... Canlı türü olarak Van Kedisi...
İstanbul için minareler ve camilerin silueti... Boğaz Köprüsü... Galata Kulesi...
Bursa için Yeşil Türbe... Su verilmiş çelikten yapılan usta işi bıçaklar... Yeşil Türbe ile Osmanlı İmparatorluğunun izleri...
Uşak için el dokuma halısı kilim ve halılar. Uluslar arası tarih kaçakçılığı arasında gelgitler yaşamış Karun Hazineleri...
İzmir için Hasan Tahsin ve hala İzmir semalarında çınlayan ilk kurşunun sedası... Kadife kale... Varyant...
Denizli için horozu... Pamukkale... Dokuma...
Anadolu'nun hep gülümseten yüzüne serpeli kentleri ve kasabalarında simgeler unutkanlığa izin vermez.
Son günlerde Antalya unutulmaya yüz tutmuş bir simgesini yeniden kazanma uğraşı veriyor. Emeğin arka planında Antalya Büyükşehir Belediyesi var. O simge turunç ağaçları... Kokusu hoş, görüntüsü güzel, gölgesi olan bu ağaç türünden her yere yüzlerce ekilmeye başladı. Zaten Antalya'yı dünyaya tanıtan en önemli objesi portakal değil miydi?
Düne kadar turunçtan neden vazgeçildiğini anlamaya çalışanlardanım... Neden simgesel bir bitkinin yerine sarıçiçekleri kirlilik yaratan, gölgesi olmayan ağaçlar tercih edilmişti? Az suya gereksinim duyduğu için mi?
Dokumadan Kepez'e doğru akıp giden o büyük şehirlerarası yolun tretuvarlarına, yol kenarlarına bir zamanlar portakal ve mandalina fidanları dikilmişti. Sonra bakımları bırakılınca, susuz kalınca ağaçlar Ekspres Gazetesinin sahibi gazeteci Cevat Alp onların yok olmaması için amansız bir mücadeleye girişmişti. Şimdi hepsi birer meyve deposuna dönen o turunç alanlarının bugüne kalıcılığının sebeplerinden biri Sayın Alp'tir...
Antalya Büyükşehir Belediyesi yeni bir kent yaratma adına; portakal, limon ve mandalina ağaçlarının sayısını çoğaltması saygıdeğerdir, alkışlanacak duyarlı ve çok önemli bir çalışmadır. Ne var ki bu yeni dikilen fidanların bakımına süreklilik verilmeli, bahar sonunda kentin üzerine çöken yaz sıcaklarında kavrulmamaları için de suni sulama düzeneklerinin şimdiden düşünülmesi, yapılması gerekir.
Sevinçle söyleyebilirim ki önümüzdeki baharda kentimizin insanları turunç çiçeklerinin kokusunu daha çok alacak.
Antalya Büyükşehir Belediyesini, Antalya'yı özüne döndürme çabalarından dolayı kutluyorum.