Yeni Müzemizi Karşılarken
Eski müzemizi uğurlarken içim bir buruktu.
Eski müzemizi uğurlarken içim bir buruktu.
Yeni müzemizi karşılarken de farklı duygular taşıyordum. Acaba cam cepheli bir mimari neden tercih edilmişti mesela? Sonrasında kalemizin mavi göğümüzle birlikte cephesinde yansıdığını görünce seçimin bir sebebi olduğunu anladım.
Modern müze tarzını ilk kez Çanakkale gezisi ırasında Truva Müzesi'nde görmüştüm. Truva Müzesi, mimarisiyle etkileşimli sergileriyle son derece ilginçti.
Aynı tarzın, yeni müzemizde de uygulandığını görmekten mutlu oldum. Yeniden yapılandırılmış mezar odası, tapınak gibi yapı ve anıtlar müzeyi basit bir sergi salonundan çok daha öteye taşımış.
Hoşuma giden şeylerden biri de duvarlardaki açıklayıcı panolardı. Daha müzeye girer girmez böyle bir pano size Anadolu'nun tarihi özetini size sunuyor. Ayrıca girişteki etkileşimli Van haritasından sadece çocuklar yararlanmıyor. Daha girişte adını bilmediğimiz pek çok ören yerinin nefis bir etkileşimli ekranla ziyaretçilere sunulduğunu görüyoruz.
Ayanis Tapınağı'nın yenilendirilmesine, Meher Kapı'nın modeline, bir oda mezarın yenilenmesine bakarak sergilenen eserlerin bağlamı çok daha iyi anlaşılıyor.
Canlandırmalar/dioramalar da eşyaların tarihi kullanımlarını ve yerlerini tam olarak anlamamızı sağlıyor. Böylece mesela Urartu kadınlarının ne yiyip ne içtikleri ne giydikleri ya da Urartu savaşçılarının giyimleri ve donanımları bugüne başarıyla aktarılıyor.