Yolum İrana doğru
Eğer ki iki ülke arasında uzunca coğrafi yakınlık varsa Eğer ki iki ülkenin din, dil, kültür alanlarında derin ortaklıkları bulunuyorsa Eğer ki iki ülke arasında günü birlik gidiş gelişler oluyorsa
Eğer ki iki ülke insanları iletişim sorunu yaşamadan iki ülkede seyahat edip, gezip dolaşıp, alış veriş yapabiliyorsa… Eğer ki komşu ülkenin eyalet valisi uluslararası önemli bir toplantıda tercüman kullanmadan sizin dilinizle size sesleniyorsa… Eğer ki iki ülkenin değerleri türkülere, manilere, fıkralara konu oluyorsa... Eğer ki iki ülke insanları kız alıp vererek akrabalık bağları kurmuşsa… Eğer ki iki ülkenin ticarette, ulaşımda, turizmde vazgeçilmezleri varsa… Eğer ki iki ülkenin ulusal çıkar işbirliği varsa ve bu da zorunluysa… Eğer ki göçmen kuşlar iki ülke arasında kanat çırpıyorsa ve iki ülkede de yuva yapıyorsa… Eğer ki komşuda kuruyarak çevre felaketi yaşayan gölün kurtarılması için sizin gölünüzden su taşınması düşünülüyorsa… Eğer ki bütün Türkiye’de elektrikler kesildiğinde yalnızca sizin şehrinizin ışıkları yanıyorsa… Eğer ki komşunuz sizin kentinizden konut alarak kapı komşunuz oluyorsa… Eğer ki iki ülke arasında kader birlikteliğiniz varsa, siz komşu değil aynı coğrafyada birlikte yaşamaya mecbur iki dostsunuz. Türkiye ile İran, Van ile Urmiye- Tebriz arasında ilişki böyle bir şeydir.
Dahası var.
Vanlının mutfağında “Acem köftesi”, İran pirinci ile pilav pişiyorsa…Vanlı girişimci Haşmet Bilici Urmiye’de Antep baklavası satarak İranlıların ağzını tatlandırıyorsa… İran’ın son Şahı Muhammet Rıza Pehlevi’nin eşi, İran Kraliçesi Farah Diba’ın fotoğrafı bulunan porselen çay tabakları Vanlı hanımların mutfaklarının bir köşesinde hatıra olarak saklanıyorsa... İran semaverinde Türk çayı demleniyorsa… Van’ın adeta yerel marşı olan “Vanlıyam şanlıyam” türküsünde “Giderem Van’a doğru, yolum İran’a doğru” vurgusu yer almışsa… İranlı Beyler, hanımlar giysilerini Van mağazalarından alıyor ve hafta sonlarını aileleriyle birlikte Van’da geçirmekten mutlu oluyorlarsa… İran’da bir restoranda Sezen Aksu’dan bir müzik parçası çalınıp dinleniyorsa… Ulaşım gidiş geliş ve ticarette ortak sorun yaşandığında iki ülkenin insanları, tüccarları aynı tonda feryat ediyorlarsa… İran’da insanlar evlerinde araçlarında İbrahim Tatlıses, Emel Sayın şarkılarını dinlemekten keyif alıyorlarsa aramızda komşuluktan öteye kadim dostluk, derin birliktelik var.
İran’da yatırımlar dönemi başlıyor
Uranyum zenginleştirerek nükleer silah üretmesinden endişe edilen İran’a yönelik ABD, AB ve Birleşmiş Milletler İran'ın anlaşma yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat etmesinin ardından geçen Cumartesi günü İran’a uygulanan 30 yıllık yaptırımlar kaldırıldı. Yaptırımlarla sarsılan, petrol ihracatına büyük bir darbe alan İran’da ekonomik rahatlama ve kalkınma süreci resmen başladı. Türkiye ile İran arasında ortak ticaret hacmi, 100 milyar dolar. Ancak şimdilik öngörülen ticaret hacimi 30 milyar dolar.
Yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte İran’ın uluslararası bankalarda dondurulmuş olan 100 milyar dolarlık varlıkları serbest bırakılacak. Bu Türkiye ile İran arasındaki ekonomik ilişkilere olumlu yansıyacak. Ticarette yeni bir dönem başlayacak.
Yaptırımlar sonrası yaşanacak iyimser havayı, ekonomik canlanmayı Tahran’da gözlemledik.
Ana teması “Sektörel ve Finansal Derinleşme için Fırsatlar” olarak belirlenen 26 - 27 Aralık 2015 tarihlerinde Tahran’da düzenlenen Türkiye - İran Forumu’nda ve oturumlarda İranlı yetkililerin yanı sıra Batı (Urmiye) ve Doğu (Tebriz) Azerbaycan Valileri iki ülke ve Van arasında ticareti artırmanın yanı sıra genelde Türkiye, özelde Vanlı yatırımcıları fırsatlar döneminde İran’a beklediklerini söylediler.
İran’da yatırım ve iş yapamaya hazırlanan bazı ülkeler ve firmalar yaptırımların kalkmasından aylar önce İran’da karargah kurarak görüşmelere başladıklarını öğrendik. İran pazarından pay alma çabasında olan Çinliler, Japonlar, Hintliler, İtalyanlar, Almanlar, İngilizler, Fransızlar, Güney Koreliler, Kanadalılar başta olmak üzere birçok ülkenin iş adamları, firmaları İran’a akın etmiş durumda.
Tahran’da katıldığımız toplantıda İranlı yetkililer komşuları olan Türkiye ve Van’dan gidecek iş adamlarını tercih etmekle kalmadıklarını komşu yatırımcılar için cazip kolaylıklar sağladıklarını ifade ettiler. İranlı valiler ve üst düzey konuşmacılar Türkiye ile İran arasında zaman zaman siyasi sorunlara bağlı olarak inişli çıkışlı dönemler yaşandığını, sınır illerinin bundan etkilenmeden karşılıklı ticaret ve işbirliğini devam ettirmeleri gerektiğinin altını çizmeleri dikkat çekiciydi.
İran, 30 yıllık zorlu yaptırımlar döneminde Türkiye’nin ülkelerine sağladığı önemli destekleri, yardımları unutmuyor. Unutmadıklarını da her fırsatta dile getirdiklerine Tahran’da dileyerek tanık olduk. İran Türkiye karşı vefasını, kardeşliğini yatırım ve ticarette somut olarak göstermek istiyor. Çeşitli alanlarda stratejik yatırımlara yönelecek olan İran’da Türkiye’den gidecek iş adamları için çok geniş iş, yatırım imkânları bulunduğunu söyleyebiliriz.
İran’ın yatırım ve işbirliği çağrısından somut bir örnek verebiliriz. Örneğin İran Batı (Urmiye) Azerbaycan Valiliği “Yatırım Çekme ve Destekleme Merkezi ile Yurtdışında Yaşayan İranlılar Meclisi Sekreterliği” Türkiye’den, Van’dan Batı Azerbaycan’a gidecek yatırımcılar için Türkçe “Yatırım Öncelikleri” dosyası hazırlamış. Dosyada, “Yatırım cazibeleri, Yatırım öncelikleri, Bakanlık tarafından tanınan projeler, Kurum projeleri, Maku Serbest Bölgesi Yatırım Projeleri, Durgun Projelerde Yatırım ve Yeniden Canlandırma, Endüstriyel Projelerde Yatırımlar “ başlıkları detaylarıyla yer alıyor.
“Vanlı iş adamları Urmiye, Tebriz, Tahran’da başka neler yapabilir?” sorusu akıllara gelebilir. Vanlı iş adamları kuracakları ortaklıklarla inşaat, alt yapı, enerji, transit taşımacılık, ticaret, sanayi, turizm, tarım, sağlık turizmi ve daha birçok sektörde yatırım olanaklarından yararlanabilirler. Aynı şekilde sulama kanallarının iyileştirmesi, ağaç fidan ziraatı, balık paketleme tesisi, akvaryum balığı üretim merkezi, bal arısı ihracatı, petek fabrikası kurulması, turşu, reçel, meyve cipsi fabrikasının yanı sıra tesis kurarak üretim ve yatırım yapabilirler.
Vanlı yatırımcılar Türkiye’nin turizm, otelcilik, özel sağlık, Alış Veriş Merkezleri deneyimini İran’a taşıyabilir. İranlı iş ortaklarıyla Tahran, Tebriz, Urmiye’de kaliteli oteller, AVM’ler, eğlence, dinlenme, sağlık merkezleri açabilirler. Öğrendik ki İran’da bütün oteller dolu. Özellikle Tahran’da otellerde yatacak yer bulmak mümkün değil.
İran’ın Avrupa’ya açılan kapısı Türkiye ve Van’ın ufku geniş, alt yapısı sağlam iş adamları yaptırımların kalktığı İran’da hatırı sayılır işler alabilir, devasa yatırımlara imza atabilirler. Lakin unutulmamalı ki, erken kalkan erken yol alır.
Şunu da belirtmekte yarar var; Van, iki ülkenin ortak buluşma adresi köprüsü lojistik merkezi ve kilit noktasıdır. Komşusu İran’ın ekonomik potansiyelini küçük alışveriş ve günlük turizmden öteye bilmeyen, bilme çabası içinde olmayan, büyük düşünemeyen Van, kendi stratejik potansiyeli ve konumunun da farkında değil.
Hoy yolu, çile dolu
Başkent Tahran'daki “ II. Türkiye-İran Forumu” yaptırımların kalkmasından bir süre önce gerçekleştirildi. O forumdan Van’a notlarla döndük. Notların bir kısmını yayınladık. Geride kalanlarını yeri geldiğinde paylaşıyoruz.
Tahran notlarından...
Formun açılışında konuşan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı İbrahim Rahimpur Van’ın güzelliklerinden söz ederek Türkiye’ye Van’a mesaj vererek, “ İran Dışişleri Bakanlığı görevlisi olarak 33 yıl önce karayolu ile Van’a geldim. O gün Türkiye-İran arasında vagon, yük ve insan taşımacılığı göl üzerinden yapılmaktaydı. Bugünde göl üzerinden taşımacılık devam ediyor. Bu İranlılar için sorun oluşturuyor. Demiryolu hattının kentin bir ucundan diğer ucuna (Van-Tatvan arasında) bağlanması gerekir” dedi. Müzakereci olarak katıldığımız toplantının soru faslında bizde Bakan Yardımcısı Rahimpur’a Hoy yolunun yapımı ile ilgili bir soru yönelterek, “ Sayın Bakan. Van Tatvan arasında demiryolu hattının yapılmasını bizde en az sizin kadar istiyoruz. Bunun içinde yerel basın olarak çaba gösteriyoruz. 1991 yılı ve sonraki yıllarda bende Van Valiliği resmi heyetinde basın danışmanı olarak ülkenize geldim. O zaman Hoy ile Kapıköy arasında yol yapımı sorunu vardı. Bugün aradan 25 yıl geçmesine rağmen 13 km.lik yol sorunu devam ediyor. Oysa İran’ın gücü bu yolu bin kez yapmaya yeter. Bu konuda ne düşünüyorsunuz” dedik.
Rahimpur sorumuza, “ 1990’da İran Irak ile savaşmaktaydı. Aramızdaki sorunların giderilmesi gerekiyor. Yüksek teknoloji alanında işbirliği çok önemlidir. Geçici ticaret bizim ülkelerimizin yararına değil. İran’ın ve Türkiye’nin bu konularda çalışmaları var. Türkiye makamlarıyla görüşmelerimiz olmuştur” yanıtını verdi.
Komşu İran Türkiye arasında ekonomik görüşmeler, samimi çağrılar, kulağa hoş gelen temenniler iyi. Ancak Hoy yolu hala çile dolu!