Zalime lanet, tüm dünya mazlumlarına selam olsun. Dünya bir felaket ve zulüm topu halinde adeta yanıyor ve kavruluyor. Zalimler kana doymuyor. Mazlum kanı aktıkça, zalimlerin iştahları kabarırcasına zulümlerini artırıyor ve zalimliklerinde sınır tanımıyor. Azgın emperyalist vampirler, Siyonist zalimler ve işbirlikçi hainler bu dünyayı tüm mazlum ve inanan insanlara zindan etmeye, kendi zulüm ve sömürü düzenlerini kurmaya kararlıdırlar. Ancak şunu da bilsinler ki inananlar hiçbir zaman yılmadan ve usanmadan bu yapılan zulüm ve baskılara boyun eğmeyecek, mücadelelerine kıyamete kadar devam edecek güce ve inanca sahiptirler.
Kur'an-ı Azimüşşanda: "De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de (görevimi) yapacağım. Ama dünya yurdunun sonucunun kimin olacağını yakında öğreneceksiniz. Şüphesiz, zalimler kurtuluşa eremezler. (En'am/ 135) buyurarak zaliminde, mazlumunda mücadelesinin devam edeceğinin; ancak sonunda kazananların inanan mazlumlar olacağı bizlere en büyük müjdedir. Fakat şunu unutmayalım ki "Mazlumlar ayağı kalkmadıkça, zalimler diz çökmeyecektir." Müslümanlar artık kendi kısır döngülerini ve milliyetçilik duygularını bir tarafa bırakmalı ve Rabbimizin bizlerden istediği "Ümmet" şuuruna ermeli ve bir binanın tuğlaları gibi birbirine kenetlenmeli "Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır. (Bakara/ 193) ayeti kerime gereğince, mücadele etmeliyiz. Çünkü Müslüman Allah (c.c)'ın yeryüzündeki en büyük halifesidir. Dünya üzerindeki altı milyarlık insanlık aleminin kurtuluşu için çalışan bir inancın temsilcisidir. Nerede bir zulüm varsa buna dur diyecek, hakkı tutup kaldıracak bir nizamın yegane yükümlüsüdür.
O halde dünyanın birçok coğrafyasında yaşanan şuanki mezalimlerin ve haksızlıkların durması, özellikle Suriye'de, Irak'ta, Arakan'da v.s. Bir çok ülkede yapılan haksız kıyımların dinmesi için inanan topluluklar olarak kendimize gelmeli; bu kötü gidişata derhal dur demeli, gerek fert ve gerekse Müslüman ümmetler olarak üzerimize düşen görevi hakkı ile ifa etmeliyiz. "Onlar da şöyle dediler: "Biz yalnız Allah'a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!" (Yunus/ 85)
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları ancak, gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." (İbrahim/ 42) Din düşmanlarının, İslam aleyhine propaganda yapmaları, işgal ettikleri ülkelerin Mücahitlerinin kurtuluş savaşı vermesini terör olarak dünyaya yutturması ve İslamı terör dini gibi göstererek dünyadaki yükselişini durdurmaya çalışması ağzıyla İslam'ın nurunu söndürmeye çalışma hareketidir. Rabbimiz "Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar" buyurur. (Saf/ 8) Söndürebilirler mi? Güneşi üfleyerek söndürebilseler bile Kur'an'ın nurunu söndüremezler. Güneşin ömrü sınırlıdır. Kur'an ise Allah kelamıdır ve ezeli olduğu gibi ebedidir. Yani evveli ve sonu yoktur. Ölümlü güneşi söndüremeyenler, ezeli ve ebedi olanı haydi haydi söndüremeyeceklerdir.
Selam ve dua ile...