60 yıl önce kara trenle Van'dan İzmir'e yolculuk

Geçen haftaki yazımda, üniversite eğitimi için İzmir'e gidiş sebebi ve buna bağlı hatıratımdan bahsetmiş, yolculuk ile ilgili anılarımı da bu yazımda anlatacağımı söylemiştim.

Geçen haftaki yazımda, üniversite eğitimi için İzmir'e gidiş sebebi ve buna bağlı hatıratımdan bahsetmiş, yolculuk ile ilgili anılarımı  da bu yazımda anlatacağımı söylemiştim.

 

Sanıyorum aylardan eylüldü. İzmir'e gidiş hazırlıkları başlamıştı. Lacivert takım elbise ve lazım olabilecek her şey hazırlandı. Yanımda yol arkadaşım Celal Çekin de vardı. Celal'in annesine biz Bibİ (hala) derdik. Bibinin adı Kamile'ydi. Kamile Hanım babama, gardaş, babam da ona bacı derdi. Oda babamla ayni yaşta  muhacirliğe gitmiş Van'a dönerek Dursun efendi ile evlenmiş, babamın soyundan yakın akrabalarından biriydi. Birbirlerini çok severlerdi. Bibi hoş sohbet  tatlı dilliydi. Babam gibi oda çocukluğumuzda bize Van masalları anlatırdı. Bibiyi biz babamın amcasının kızı bilirdik. Babamın soyundan 2 erkek ve bir kadın kalmıştı.

 

İşte bu sebeple birbirlerine bacı kardeş derlerdi. Bibi'nin Dursun efendi ile evliliğinden 7 çocuğu olmuştu. Büyük kızı Sıdıka abla, Van çarşı meydanında demircilik yapan Alaattin efendi ile evliydi. Onun küçüğü Saliha abla, benim dört yaşımda kravatlı halimin olduğu fotoğraf da annem ile babamın arasında duruyor. Devamlı bizde kalırdı. Saliha abla, daha sonra mirza Mehmet 'in iki oğlundan biri olan Alaattin Eroğlu ile evlenmişti.

 

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme