Başkaldırı ve İsyanın Dansı Tango
Bazen gözlerinizi kapatıp kendinizi dünyanın diğer bir ucunda hayal edersiniz. Bedeninizi bırakıp ruhunuzu, yüreğinizi uçurursunuz hayalini kurduğunuz, gitmek istediğiniz o yere.
Bazen gözlerinizi kapatıp kendinizi dünyanın diğer bir ucunda hayal edersiniz. Bedeninizi bırakıp ruhunuzu, yüreğinizi uçurursunuz hayalini kurduğunuz, gitmek istediğiniz o yere. Belki görmek istediğiniz bir ülke, belki çocukluğunuzun geçtiği anavatanınız ya da sevgilinizin diyarındasınız. Bedenlerin değmediği ama yüreklerin seviştiği ruhların değdiği sonsuz özgür hissi duyduğunuz yerdesiniz. Belki okyanusun dibine dalıyorsunuz, belki bir yerde yamaç paraşütü yapıyorsunuz ya da Arjantin'de tango…
Tango; dansların dansı, bitmeyen bir aşkın beden dili, insanın duygularını, onun ümitlerini, hayal kırıklıklarını ve yaşamın kendisini yakalayan, aşırı dokunaklı bir danstır.
Tango bedeniniz ve ruhunuzla bir bütünlük oluşturduğu gibi, partnerinizle de birlikte hareket etmeyi bir bütünlük oluşturmayı sağlar.
Tutkunun ve aşkın dansı olarak efsaneleşen tangonun aslında başkaldırı, isyan keder ve ölüm dansı olduğunu biliyor muydunuz?
Latince dokunmak anlamına gelen "tangere" kelimesinden türeyen tango bilinenin aksine soylulardan değil zamanın olumsuz yaşam koşullarından bunalan işçi sınıfının bir dışavurumu olarak ortaya çıkmıştır.