İyi ki cep telefonları, internet bağlantıları var.
Artık tebrik kartı ya da kartpostalı kullanmıyoruz.
Ortaokula, liseye gittiğimiz zamanlarımızda, o zamanki adıyla P.T.T. (Posta Telefon Telgraf Kurumu) önüne koyduğumuz demir telden raflara dizdiğimiz kartpostalları satarak harçlık, bayramlık paralarımızı çıkarırdık.
Şimdiki gençlerin böyle bir şansı da yok, postanelerin o yoğunluğu da yok, o bayram ya da yılbaşı tebrik kartı gelecek diye beklemeler de yok.
Kimse gidip kartpostal stantlarının önünde göndereceği kişiye göre kartpostallar seçmiyor.
Hacı amcaya Mekke resmi, Hatice Teyze’ye kedi resmi, askerdeki arkadaşa hafiften ya da tam dekolte bir aktris resmi, cemaatten birine üzerinde ayet ya da hadis bulunan kartpostal ve gurbetteki hemşerilere de memleket resmi gönderilirdi.
Futbol fanatikleri kendi takımlarının kartpostallarından yana yaparlardı tercihlerlerini.
Elbette üzerinde bayrak, Atatürk ya da başka özel kişilerin, siyaset adamlarının resimleri olanlarla ideolojik temalılar, kalp ve çeşitli çiçek resmi olanlar, şiirlerden bölümler bulunanlar da vardı.Çeşitli ressamların eserleriyle dünyanın güzel yerlerinin fotoğrafları olanlar da stantlarda göze çarpardı.