Çikita muz da neymiş?
90'lı yılların en pahalı meyvelerini saysak muz en başta gelir sanırım. Öyle elma, portakal gibi her gün eve girebilen meyvelerden değildi kendileri.
90'lı yılların en pahalı meyvelerini saysak muz en başta gelir sanırım. Öyle elma, portakal gibi her gün eve girebilen meyvelerden değildi kendileri. Ya yılbaşı akşamlarında masaya koyabilirdik, ya da hastaya ziyarete giderken elimiz boş gitmeyelim, 1 kg çikita muz götürelim derdik. Gıda Mühendisi olunca muza olan sevgim kat ve kat arttı. Faydaları saymakla bitmiyor gerçekten.
Van' a ilk geldiğim yıllarda 20' li yaşlardaydım. O zamanlar şu meşhur Van AVM yok tabi. Öğrencisinden memuruna, öğretmeninden yerli halkına kadar herkesin alışverişini yaptığı Cumhuriyet, Maraş caddeleri hıncahınç kalabalık, cıvıl cıvıldı.
Kış mevsiminin yavaş yavaş sona erdiği, bahar aylarıyla güneşin az da olsa ısıtmaya başladığı günlerden biriydi. Maraş caddesinde yükselen bir ses işittim… 'yayla muzi, yayla muzi'. Aaa dedim muz satılıyor bir yerlerde hem de yaylada yetişmiş muz. Sese doğru yöneldim ve seyyar tezgaha geldim. Geldim gelmesine de tezgahta muz yok.
Küçük bir çocuk, 'kaç kilo vereyim abla' dedi. Ben '1 kg muz alacaktım' dedim ama hala tezgahta gözlerim muzu arıyor. Baktım elime uzun yeşil yeşil sopaların olduğu bir torba tutuşturdu satan çocuk. Ben yine şaşkın şaşkın 'muz alacaktım ama ben' dedim. 'E ablam yayla muzidir işte' dedi. 'Yok ben çikita muz istiyorum'diyebildim. Baktım etraftaki 3-5 amca bana gülüyor, bir amcam tezgahtan aldı yayla muzini bir güzel soydu. 'Çikita muz da neymiş yayla muzi dururken'dedi ve iştahla uzun yeşil muzu yemeye başladı. İşte o gün bugündür bahar aylarında çikita muzun pabucunu dama atar olduk.