Ruh-i...
Yalnızlıktan çiş edemez haldeydi Ruhi. 38 yıla birçok şey sığdırmıştı ama yalnızdı hep, en güzel uykusunda bile yalnızlık kabusları görüyordu. Yalnızlık bazuka gibi oturmuştu böğrüne. Aslında yalnızlığının tetikçisi yaşadıklarıydı bundan ötürü yalnızlık rölantisi baş gösteriyordu hayatında.
Yalnızlıktan çiş edemez haldeydi Ruhi. 38 yıla birçok şey sığdırmıştı ama yalnızdı hep, en güzel uykusunda bile yalnızlık kabusları görüyordu. Yalnızlık bazuka gibi oturmuştu böğrüne. Aslında yalnızlığının tetikçisi yaşadıklarıydı bundan ötürü yalnızlık rölantisi baş gösteriyordu hayatında.
Daha 19 yaşındayken ailesinden ayrılıp yani doğduğu büyüdüğü şehirden ayrılıp Ankara'ya gidiyordu. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünü kazanmıştı. Okulu bitirip köyüne köprüler binalar inşa edecekti belkide kan davalıları ile kardeşlik köprüleri kuracaktı.
Ankara da yaşamaya başladı Ruhi Ankara'dan çok etkilenmişti ve çok sevmişti, belkide aşık olduğu için Ankara güzel gelmişti ona. Evet aşık olmuştu kütüphaneye ders çalışmaya gittiğinde sürekli gördüğü kadına sessiz sedasız gönül prangasını vurmuştu. Hani şair diyor ya ' bu şehir güzelse sebebi sensin ' diye işte Ruhininki de o cinstendi. Ankara güzelse sebebi o kadındı belkide. Kim olduğunu bilmiyordu ama işte bazen ansızın garip şeyler olabiliyor bu hayatta Ruhininki de öyle olmuştu.